25 Ocak 2011 Salı

WESSON'DAN AÇIK MEKTUP (NİSAN 2010)

     Geçen sene bu yazıyı okuduğumda tüylerim diken diken olmuştu ve bu yazıyı çoğaltıp bütün takımlara dağıtmayı hayal etmiştim. Şimdi böyle paylaşma şansım varken yayınlamamaktan kendimi alıkoyamadım. Ülkemizde Beşiktaş , Karşıyaka ve şuanda Telekom forması giyen Zelly Wesson'ın Eurobasket blogunda yazdığı bu yazı adeta gençlere bir nasihat. Buyrun...

 PARANIN DEĞİL , KARİYERİN PEŞİNDE OLUN...
     Başlığı okudunuz değil mi? O zaman neden bahsettiğimi soruyorsunuz kendi kendinize? Ben bu oyunu para kazanmak, alacağım tüm paraya alabilmek için oynuyorum. Bu oyunu sağacağım diye düşünüyorsunuz.

O zaman size soruyorum: Favori oyuncularınızdan kaçı, bir maximum kontrat imzaladıktan sonra düşüşe geçti. Kaçı aynı kalamadı ya da daha iyi olamadı. Sorun sakatlıklar mıydı? Belki. Ama daha çok açlıkla ilgili bir şey. Tutku ve o yöne ilerleyiş. Bir şekilde hepsi ortadan kayboldu. Bir yerlerde yok oldu. Benim tahminim: Hepsi bütün o paranın altında gömüldü kaldı.



Bu oyunu büyürken oynadığınız da, spora olan aşkınız için oynarsınız. Mahallenizin en iyisi olmak için ortaya çıkan mücadeleci doğanızla… Bir üniversiteden burs almak ve şansınız büyük sahnede denemek için. Bir gün profdesyonel olup, oynadığınız için para almanızın rüyasıyla oynarsınız. Ama bir anda yüzünüze hayatın gerçekliği çarpar. “İyisin der ama o kadar da iyi değilsin” İlk kontratınız, olmasını düşündüğünüz seviyede değildir ve bu yüzden açlık büyür. Çünkü, herkese paraya değer olduğunuzu kanıtlamak istersiniz.

Şu ve şu şu kadar para kazanıyormuş ve ayrıca şu büyük kulüp için oynayan şu kadar kazanıyor şeklinde hikayeler duyarsınız.. .Kendinizi o takımlara ve o oyunculara karşı oynarken daha fazla zorlarsınız, çünkü aklınızda “hey eğer onlara karşı iyi olursam, bu benim çoktan beri inandığım şeyi yani o büyük sözleşmeyi hak ettiğim kanıtlar” düşüncesi vardır…

O büyük sözleşme ile yapacağınız şeyleri düşünürsünüz. Büyük bir ev, arabalar, tatiller, takılar hayat… O hayatı yaşamalıyım. Nereden geldiğimi biliyor musun? O hayatı yaşamalıyım.

Dikkat, alarm çalıyor. Uyanma zamanı! Yürümeden önce emeklemeniz lazım. Koşmadan önce yürümeniz ve uçmadan önce koşmanız lazım…Çevirisi: Bu adım adım olacak bir süreç ve ödenmesi gereken yükümlülükler var…

Profesyonel Basketbol amansız bir sektör. O, bunu onaylayacağım, o tıpkı diğer sporlar gibi, bir başarı işi. Maçlar, kupalar, ünvanlar ve şampiyonluklar için ödüllendirilirsiniz…Kimse 2 yıl önce ne olduğunu hatırlamaz, bırakın 2 yılı, 2 maç öncesini bile hatırlamazlar… Bu bizim için son zamanlarda ne yaptın sorusunun cevabıyla alakalı bir şeydir… 2 maç önce 30 sayı atıp maç kazandıran basketimi attınız hah, diğer maç 10’da 2 atın kaybedin ve yönetimin sizin için nasıl düşündüğüne bir bakın. Kendinizi takımın köpeğini öldürmüş , bir numaralı devlet düşmanı gibi hissedeceksiniz…Bu çılgınlık! Yüzünüze bile bakmazlar, konuşmazlar bile! Hey? Son olarak her yıl sürekli kendinizi an ve an kanıtlamalısınız. Her sene tutarlı bir takım oyuncusu olmalısınız.

NBA’in aksine, Avrupa’da 5 ya da 6 yıllık sözleşmeler yoktur. (16 yaşında bir fenomen değilseniz tabi). Çekiliş ya da draft işlemi de yoktur. Maximum, mid-level kontrat ya da veteran oyuncu minimum kontratı da yoktur. Sadece serbest oyuncu piyasası vardır ve 2 yıllık bir sözleşme kotardıysanız şanslısınız demektir. Ve inanın bana ilk yıl gelişme göstermez ve kendinizi kanıtlamazsanız; ikinci yılınız oturarak geçer. İşte bazı ayrılık hediyeleri: “Seni tanımak güzeldi, umarım her şey istediğin gibi gider“

Maalesef birçok oyuncu Avrupa’ya yanlış bir gerçeklik hissiyle geliyor. Yapacaklarını söylüyorlar ve ne için oynamacaklarını da . Ya da bir sezondan sonra ücretlerini 2’ye katlama ihtiyacı duyuyorlar… Bu en iyiyi görmezden gelmek aslında. Elbette bazı oyunculara olur, ama siz McDonalds’ın tüm çalışanlarının bir yılın ardından yönetici olduklarını mı sanıyorsunuz? Paranın değil, kariyerin peşinde olun! Avrupa’da uzun bir kariyeriniz olursa; bu bir şeyleri doğru yaptığınız anlamına gelir, ve para kendiliğinden gelecektir. Eğer ilk kontratınız çok yüksek bir meblağ içermiyorsa, takıma ve lige değerinizi gösterek, gelecek yıl daha fazla kazanacağınız bir kontratı hak ettiğiniz bir tarzınız olduğunu onlara ispatlayın. Ve aynı şeyi bir sonraki sene de gerçekleştirin, ta ki tavan ücrete ulaşana kadar. (ya da vücudunuz bitincye kadar, hangisi daha çabuk olursa artık)… Hak ettiğinizden daha az kazanma, daha kaz değer görme, daha az takdir görme hissi sizi hayal kurduğunuz o açlığın zamanlarına geri götürecektir, bu da İnsanlara hatalı olduklarını kanıtlamak için oyununuzun gelişmesini sağlayacaktır…

Çok kısa olduğunuzu söylüyorlarsa, onlara hatalı olduklarını kanıtlayın. Tecrübesiz olduğunuzu söylüyorlarsa, onlara hatalı olduklarını kanıtlayın. EuroCup ya da Eurolig’de oynayamacağınızı söylüyorlarsa, o zaman onlara hatalı olduklarını kanıtlayın. Bütün bu yorumları kullanın omzunun üstünde bir çiple oynayın… Her yıl düzenli olarak daha iyiye giden oyuncular böyle oyunculardır… Para kazanmayı hak eden oyuncular böyle oyunculardır. Böyle oyuncuların kariyeri olur. Kendilerini daha iyi olmak için motive edecek bir, herhangi bir şey mutlaka bulurlar!

Kimseye bir şey verilmez. Bir sözleşmeyi elde etmek için, yükümlülüklerinizi yerine getirmelisiniz. Bazen ileriye bir adım atma fırsatı yakalamak için, geriye doğru 2 adım atmalısınız. Ama her başarı ile bir ödül gelir. Yaz yaklaşırken tüm sporculara en iyi dileklerimi sunuyorum. Odaklanın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder